Merhaba Kitap Vampirlerim!!! Bloğa yazmayı da çoook
özlemişim yahu. Son zamanlarda bloğa yazamamamın nedeni evde internet sıkıntısı
çekmemdi. Evet doğru duydunuz. 21. Yüzyılda evde internetin olmadığı ailelerden
biri de biziz. Neyse sonunda buradayım veee… 2015’te okuduğum ilk kitabın
yorumuyla geldim:D

‘’Uyumsuz’’ yılbaşında elime geçtiğinde ilk düşündüğüm şey
sonunda bu kitabı okuyabilecek olmamdı. Çünkü kitap çok önerildi ve 2014’e
damgasını vurmuştu. Distopik tür romanlara bayılan biri olarak şunu söyleyerek
başlayacağım. BU KİTAP MUHTEŞEM. Zaten kitap ilk olarak kapağıyla dikkatimi
çekmişti. Kitap hakkında başlarda hiçbir fikrim olmasa da herkes Açlık
Oyunları’na çok benzediğini söyleyip duruyordu. Ben de okumdan önce şöyle bir
bloglardaki yorumları okuyayım dedim ve BUM! Yanlışlıkla-artık nasıl olduysa-
serinin sonunu öğrendim. Okumak istediğiniz kitap sonunu öğrenmek pek hoş bir
şey değil ya. Neyse işte böyle olunca ben de biraz daha okumayı erteledim.
Sonra Kitap Perisi bloğundan Aybüke okuyup beğendiğinde bir de ben okuyayım
dedim. 31 Aralık’ta akşam yağmurda koşa koşa kargoya gidip kitaplarımı
alabildim. Ve yeni yıla Uyumsuz’u okuyarak girdim. Pişman değilim-.-
Kitap gerçekten iyiydi. Kurgusu olsun, Tris’in düşünce
dünyası falan olsun başarılıydı. İlk 250 sayfaya kadar o ‘’-yor’’ ekleri beni
deli etse de sonradan alıştım. Bir de kitabın kapaktaki adının parlak yazılan
yerleri hemen çıkıyor, sinirim bozuldu-.- Bunların dışında kitapta hiçbir
sıkıntı yoktu.
!!!SPOİLER!!!
UYARI: Eğer Filmini İzlememiş ya da Kitabı Okumamış olan Varsa Derhal Yorum
Okumayı Burada Bitirsin.
Tris’in zaten başından beri Uyumsuz olduğu belliydi bence.
Hangi topluluğu seçeceğine bir türlü karar veremiyordu çünkü onda Bilgelik,
Cesurluk ve Fedakarlık vardı. Yani bir topluluğa bağlı kalabilecek eğilimde
değildi.

Herkes simülasyonun etkisine girdiğinde onlar gibi davranmak
çok zekiceydi. Ki öyle davranmayan birini öldürdüler. Tris o kalabalıkta Four’u
bulamayacak sandım. Sonra el ele tutuştular filan. Bir derin nefes aldım orada.

Tris’in annesi öldüğünde üzüldüm. Sonra kızın aynı gün
içerisinde bir de babası ölüyor. O an dedim ki ‘’Yahu ben olsam Tris kadar
dayanıklı olabilir miydim? ‘’ Çünkü bunlar olduktan sonra bir de Tobias’la
dövüşmek zorunda kalıyor. Ki çocuk neredeyse onu öldürecekti. Doğrusunu
söylemek gerekirse Tris kadar cesur ve güçlü olmak isterdim.
Biraz da kitap ve film karılaştırması yapalım.
Kitabı filme bu kadar güzel uyarladığı için ve harika oyuncu
seçimleri için FİLM SÜPERDİ. Her şey tam aklımda oluşturduğum gibiydi. Şimdi
biraz film-kitap alıntısı yapalım.
Caleb yani Ansel’imiz kesinlikle o Fedakarlık giysileri
içinde berbat duruyordu. Sonra Bilgelik kıyafetleriyle gördük ve WOW! Çok
yakışıklı değil mi ama???
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Eğer ben topluluklardan
birini seçecek olsaydım. Bilgelik’i seçerdim. Tamam hakaret etmeyin ama cidden
Jeannie bu kadar zalim olmasa cidden müthiş bi topluluk:D
O an… İlk bakışma. İlk görüş.
Tris’in Four’a ilk gülümseyişi. ÇOK AMA ÇOK GÜZELDİ. Four’un tatlığı^^
‘’Elini sıkıca tuttuğum kişi, genç bir adam. Üst dudağı ince, alt dudağı kalın.
Gözleri o kadar derin ki kirpikleri kaşlarının altındaki deriye değiyor. Koyu
mavi gözleri uykulu, hülyalı ve beklenti dolu bir ifadeyle bakıyor.
Kollarımdan
tutuyor ama ayaklarımı yere basıp doğrulduğum anda beni bırakıyor. ‘’

‘’Dört, elini sırtıma
koyuyor ve ‘’Cesurluk’a hoş geldin,’’ diyor. ‘’
‘’ ‘’Benim adım Dört.’’
‘’Dört
mü? Bildiğimiz sayı gibi mi?’’
‘’Evet,
bir sorunun mu var?’’
‘’Neden
Dört? Bir iki üç kapılmış mıydı? ‘’ ‘’
Filmde bu sahnede çok gülmüştüm^^ Zekice bir soru
Christina’dan :D

Veee Four’a filmde ve kitapta gıcık olduğum tek yer. Aslında
tam olarak gıcık olamadım. Çünkü çok seviyorum. Ama çok gıcıkça bir davranıştı.
Ama o kadar tatlı ki kızamıyorsun. Tamam neyse siz benim ne demek istediğimi
anladınız:D
Filmin en güzel sahnelerinden biri bayrak oyunuydu. Tabii
kitapta da en çok eğlendiğim yer o bölümdü. Şimdi o bölümden birkaç alıntı
gelsin.
‘’Dört, ellerini ensesinde
birleştiriyor. Silahını omzuna dayamış haliyle gayet rahat görünüyor. Gözlerimi
kısa bir an için yumuyorum. Nasıl oluyor da aklımı böylesine karıştırabiliyor?
Odaklanmam lazım. ‘’
‘’Yüksekte başım dönmeye
başladığında onu tam olarak dinlediğim söylenemez. Basamakları kavramaktan
parmaklarım sızlıyor ve bacaklarım tir tir titriyor, nedenini kestiremiyorum.
Yükseklikten korkmam, yüksek bir yere çıktığımda enerjiyle dolduğumu,
canlandığımı hissederim. Vücudumdaki her organ, her kas aynı notadan mırıltılı
bir şarkı tutturur. Sonra neden titrediğimi anlıyorum. Dört yüzünden. Onunla
ilgili bir şey, her an düşebilirmişim gibi hissettiriyor. Ya da sıvıya
dönüşebilirmişim gibi. Y a da alev alabilirmişim gibi. ‘’
‘’Arkamda gürültülü ve
hızlı nefesler alıp verdiğini duyuyorum.
‘’Sen
iyi misin Dört?’’
‘’Sen insan mısın Tris? Bu kadar yükseğe
çıkmak…’’ Yutkunurcasına nefes alıyor. ‘’Hiç korkmuyor musun?’’ ‘’
‘’ Nefesimi tutarak
basamağa yapışıyorum, yine de dengem bozuluyor. Dört, tutmak için buz gibi
elini belime koyduğunda, parmaklarından biri tişörtümün açık bıraktığı çıplak
tenime değiyor. Eliyle belimi sıkıyor, düzelmeme ve hafifçe sola kaymama yardım
ediyor. Nefesim kesiliyor. Ağzımın içi kururken durup ellerime bakıyorum. Elinin
değdiği yerde uzun ve ince parmaklarının hayaletini hala hissedebiliyorum. ‘’
Filmde dövmelere bayıldığımı söylemiş miydim? Annemler sorun
çıkarmasa bugün gider dövme yaptırırım kendime o derece seviyorum. Bir de
filmdeki harika dövmeleri görünce içim gitti.



‘’ Yara bandının kenarını
kaldırıyor.Fedakarlık sembolünü seyrederken gülümsüyor. ‘’Bende de aynısı
var,’’ diyor gülerek. ‘’Sırtımda.’’
‘’Sahi
mi? Görebilir miyim?’’ Yara bandını tekrar yapıştırıyor ve tişörtümü omzuma
geri yerleştiriyor.
‘’Soyunmamı
mı istiyorsun Tris?’’
Sinirli
bir kıkırdama boğazımda fokurduyor. ‘’Sadece…kısmen.’’ ‘’
Wuhuuuuu… Four, Tris’e önce dövmelerini gösterdi. Ardından
mmm… müthiş bir öpücük. Hem de gün batımı manzarasında. Hmmm… Çok mu çok
romantik?? ^^ Eh, birazcık kıskandık-.-


‘’ ‘’Sen
de benden korkuyor musun Tobias? ‘’
‘’Ödüm kopuyor,’’ diye yanıtlıyor gülerek.
Başımı çevirip boynunun altındaki girintiyi
öpüyorum.
‘’Belki bir daha korku ortamımda karşıma
çıkmazsın,’’ diye mırıldanıyorum.
Başını eğip yavaşça beni öpüyor.
‘’O zaman herkes seni Altı diye
çağırabilir.’’
‘’Dört ve Altı,’’ diyorum. ‘’
Yukarıdaki kısım sadece kitapta vardı ve filmde olmamasına
çok üzüldüm. En bi sevdiğim yerlerden^^






Eric’ten nefret ediyorum ya. Adam resmen sinir bozucu
herifin teki. Az kalsın Tobias’ı vuracaktı. Yalnız o sırada herkesin birbirine
silah doğrultması MÜTHİŞTİ!! :D
Veee Kitap Vampirlerim son olarak Tris’in Jeannie’e ‘’I am
DİVERGENT.’’ dediği an. Etkilenmediğimi söyleyemeyeceğim-.-




Uyumsuz Kitap yorumum buraya kadardı Kitap Vampirlerim.
Biraz uzun oldu ama umarım siz de alıntıları benim gibi seviyorsunuzdur. Şimdi
hep Four’la ilgili alıntı yapmışsın diyecek olan varsa şunu söylemek istiyorum.
Bu seride Tris önemli olduğu kadar Four da önemli. Bu yüzden Four’u Tris’ten
ayrı tutmayalım, e mi?
Ha, bu arada siz de seçtiğiniz toplulukları yorumda benimle
paylaşırsanız çooooook sevinirim:D Bir dahaki kitap yorumunda görüşmek üzere,
Sevgilerimle^^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder