19 Haziran 2015 Cuma

Uyumsuz Kitap-Film incelemesi ve Özledim Sizi :D





Merhaba Kitap Vampirlerim!!! Bloğa yazmayı da çoook özlemişim yahu. Son zamanlarda bloğa yazamamamın nedeni evde internet sıkıntısı çekmemdi. Evet doğru duydunuz. 21. Yüzyılda evde internetin olmadığı ailelerden biri de biziz. Neyse sonunda buradayım veee… 2015’te okuduğum ilk kitabın yorumuyla geldim:D





‘’Uyumsuz’’ yılbaşında elime geçtiğinde ilk düşündüğüm şey sonunda bu kitabı okuyabilecek olmamdı. Çünkü kitap çok önerildi ve 2014’e damgasını vurmuştu. Distopik tür romanlara bayılan biri olarak şunu söyleyerek başlayacağım. BU KİTAP MUHTEŞEM. Zaten kitap ilk olarak kapağıyla dikkatimi çekmişti. Kitap hakkında başlarda hiçbir fikrim olmasa da herkes Açlık Oyunları’na çok benzediğini söyleyip duruyordu. Ben de okumdan önce şöyle bir bloglardaki yorumları okuyayım dedim ve BUM! Yanlışlıkla-artık nasıl olduysa- serinin sonunu öğrendim. Okumak istediğiniz kitap sonunu öğrenmek pek hoş bir şey değil ya. Neyse işte böyle olunca ben de biraz daha okumayı erteledim. Sonra Kitap Perisi bloğundan Aybüke okuyup beğendiğinde bir de ben okuyayım dedim. 31 Aralık’ta akşam yağmurda koşa koşa kargoya gidip kitaplarımı alabildim. Ve yeni yıla Uyumsuz’u okuyarak girdim. Pişman değilim-.-
Kitap gerçekten iyiydi. Kurgusu olsun, Tris’in düşünce dünyası falan olsun başarılıydı. İlk 250 sayfaya kadar o ‘’-yor’’ ekleri beni deli etse de sonradan alıştım. Bir de kitabın kapaktaki adının parlak yazılan yerleri hemen çıkıyor, sinirim bozuldu-.- Bunların dışında kitapta hiçbir sıkıntı yoktu.

!!!SPOİLER!!! UYARI: Eğer Filmini İzlememiş ya da Kitabı Okumamış olan Varsa Derhal Yorum Okumayı Burada Bitirsin.

Tris’in zaten başından beri Uyumsuz olduğu belliydi bence. Hangi topluluğu seçeceğine bir türlü karar veremiyordu çünkü onda Bilgelik, Cesurluk ve Fedakarlık vardı. Yani bir topluluğa bağlı kalabilecek eğilimde değildi.


Herkes simülasyonun etkisine girdiğinde onlar gibi davranmak çok zekiceydi. Ki öyle davranmayan birini öldürdüler. Tris o kalabalıkta Four’u bulamayacak sandım. Sonra el ele tutuştular filan. Bir derin nefes aldım orada.
Tris’in annesi öldüğünde üzüldüm. Sonra kızın aynı gün içerisinde bir de babası ölüyor. O an dedim ki ‘’Yahu ben olsam Tris kadar dayanıklı olabilir miydim? ‘’ Çünkü bunlar olduktan sonra bir de Tobias’la dövüşmek zorunda kalıyor. Ki çocuk neredeyse onu öldürecekti. Doğrusunu söylemek gerekirse Tris kadar cesur ve güçlü olmak isterdim.
Biraz da kitap ve film karılaştırması yapalım.
Kitabı filme bu kadar güzel uyarladığı için ve harika oyuncu seçimleri için FİLM SÜPERDİ. Her şey tam aklımda oluşturduğum gibiydi. Şimdi biraz film-kitap alıntısı yapalım.
Caleb yani Ansel’imiz kesinlikle o Fedakarlık giysileri içinde berbat duruyordu. Sonra Bilgelik kıyafetleriyle gördük ve WOW! Çok yakışıklı değil mi ama???

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Eğer ben topluluklardan birini seçecek olsaydım. Bilgelik’i seçerdim. Tamam hakaret etmeyin ama cidden Jeannie bu kadar zalim olmasa cidden müthiş bi topluluk:D



O an… İlk bakışma. İlk görüş. Tris’in Four’a ilk gülümseyişi. ÇOK AMA ÇOK GÜZELDİ. Four’un tatlığı^^
Elini sıkıca tuttuğum kişi, genç bir adam. Üst dudağı ince, alt dudağı kalın. Gözleri o kadar derin ki kirpikleri kaşlarının altındaki deriye değiyor. Koyu mavi gözleri uykulu, hülyalı ve beklenti dolu bir ifadeyle bakıyor.
Kollarımdan tutuyor ama ayaklarımı yere basıp doğrulduğum anda beni bırakıyor. ‘’
                                     
 ‘’Dört, elini sırtıma koyuyor ve ‘’Cesurluk’a hoş geldin,’’ diyor. ‘’

 ‘’ ‘’Benim adım Dört.’’
‘’Dört mü? Bildiğimiz sayı gibi mi?’’
‘’Evet, bir sorunun mu var?’’
‘’Neden Dört? Bir iki üç kapılmış mıydı? ‘’ ‘’
Filmde bu sahnede çok gülmüştüm^^ Zekice bir soru Christina’dan :D


Veee Four’a filmde ve kitapta gıcık olduğum tek yer. Aslında tam olarak gıcık olamadım. Çünkü çok seviyorum. Ama çok gıcıkça bir davranıştı. Ama o kadar tatlı ki kızamıyorsun. Tamam neyse siz benim ne demek istediğimi anladınız:D
Filmin en güzel sahnelerinden biri bayrak oyunuydu. Tabii kitapta da en çok eğlendiğim yer o bölümdü. Şimdi o bölümden birkaç alıntı gelsin.
‘’Dört, ellerini ensesinde birleştiriyor. Silahını omzuna dayamış haliyle gayet rahat görünüyor. Gözlerimi kısa bir an için yumuyorum. Nasıl oluyor da aklımı böylesine karıştırabiliyor? Odaklanmam lazım. ‘’
‘’Yüksekte başım dönmeye başladığında onu tam olarak dinlediğim söylenemez. Basamakları kavramaktan parmaklarım sızlıyor ve bacaklarım tir tir titriyor, nedenini kestiremiyorum. Yükseklikten korkmam, yüksek bir yere çıktığımda enerjiyle dolduğumu, canlandığımı hissederim. Vücudumdaki her organ, her kas aynı notadan mırıltılı bir şarkı tutturur. Sonra neden titrediğimi anlıyorum. Dört yüzünden. Onunla ilgili bir şey, her an düşebilirmişim gibi hissettiriyor. Ya da sıvıya dönüşebilirmişim gibi. Y a da alev alabilirmişim gibi. ‘’

‘’Arkamda gürültülü ve hızlı nefesler alıp verdiğini duyuyorum.
‘’Sen iyi misin Dört?’’
‘’Sen insan mısın Tris? Bu kadar yükseğe çıkmak…’’ Yutkunurcasına nefes alıyor. ‘’Hiç korkmuyor musun?’‘’

‘’ Nefesimi tutarak basamağa yapışıyorum, yine de dengem bozuluyor. Dört, tutmak için buz gibi elini belime koyduğunda, parmaklarından biri tişörtümün açık bıraktığı çıplak tenime değiyor. Eliyle belimi sıkıyor, düzelmeme ve hafifçe sola kaymama yardım ediyor. Nefesim kesiliyor. Ağzımın içi kururken durup ellerime bakıyorum. Elinin değdiği yerde uzun ve ince parmaklarının hayaletini hala hissedebiliyorum. ‘’

Filmde dövmelere bayıldığımı söylemiş miydim? Annemler sorun çıkarmasa bugün gider dövme yaptırırım kendime o derece seviyorum. Bir de filmdeki harika dövmeleri görünce içim gitti.


‘’ Yara bandının kenarını kaldırıyor.Fedakarlık sembolünü seyrederken gülümsüyor. ‘’Bende de aynısı var,’’ diyor gülerek. ‘’Sırtımda.’’
‘’Sahi mi? Görebilir miyim?’’ Yara bandını tekrar yapıştırıyor ve tişörtümü omzuma geri yerleştiriyor.
‘’Soyunmamı mı istiyorsun Tris?’’
Sinirli bir kıkırdama boğazımda fokurduyor. ‘’Sadece…kısmen.’’ ‘’

Wuhuuuuu… Four, Tris’e önce dövmelerini gösterdi. Ardından mmm… müthiş bir öpücük. Hem de gün batımı manzarasında. Hmmm… Çok mu çok romantik?? ^^ Eh, birazcık kıskandık-.-


‘’ ‘’Sen de benden korkuyor musun Tobias? ‘’
‘’Ödüm kopuyor,’’ diye yanıtlıyor gülerek.
Başımı çevirip boynunun altındaki girintiyi öpüyorum.
‘’Belki bir daha korku ortamımda karşıma çıkmazsın,’’ diye mırıldanıyorum.
Başını eğip yavaşça beni öpüyor.
‘’O zaman herkes seni Altı diye çağırabilir.’’
‘’Dört ve Altı,’’ diyorum.  ‘’
Yukarıdaki kısım sadece kitapta vardı ve filmde olmamasına çok üzüldüm. En bi sevdiğim yerlerden^^


Eric’ten nefret ediyorum ya. Adam resmen sinir bozucu herifin teki. Az kalsın Tobias’ı vuracaktı. Yalnız o sırada herkesin birbirine silah doğrultması MÜTHİŞTİ!! :D
Veee Kitap Vampirlerim son olarak Tris’in Jeannie’e ‘’I am DİVERGENT.’’ dediği an. Etkilenmediğimi söyleyemeyeceğim-.-


Uyumsuz Kitap yorumum buraya kadardı Kitap Vampirlerim. Biraz uzun oldu ama umarım siz de alıntıları benim gibi seviyorsunuzdur. Şimdi hep Four’la ilgili alıntı yapmışsın diyecek olan varsa şunu söylemek istiyorum. Bu seride Tris önemli olduğu kadar Four da önemli. Bu yüzden Four’u Tris’ten ayrı tutmayalım, e mi?
Ha, bu arada siz de seçtiğiniz toplulukları yorumda benimle paylaşırsanız çooooook sevinirim:D Bir dahaki kitap yorumunda görüşmek üzere, Sevgilerimle^^




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder