YALNIZ EFE-Ömer SEYFETTİN

Kitabın Adı: Yalnız Efe

Yazarı: Ömer SEYFETTİN

Türü: Roman

Sayfa Sayısı: 130-150

"Bu karanlıkları hiç sevmiyorum. Bana öyle geliyor ki, tüm felaketler, hep bu yıldızsız, aysız gecelerin içinde saklı."

ROMAN ÖZETİ

NUR BABA-Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

                                                    

                                                  Kitabın Adı: Nur Baba
                                                  Yazarı: Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
                                                  Türü: Roman
                                                  Sayfa Sayısı:196
                                                  İLETİŞİM YAYINLARI
             
Kitaptaki karakterler: Nur Baba (Nuri), Celile Bacı, Ziba Hanım, Nigar Hanım, Süheyla

''Gönül dediğin Allah'ın evidir.''

                                                           ROMAN ÖZETİ

Sen Sen kal. O da Olduğu Gibi kalsın.

Son zamanlarda etrafımda sıkça gözlemlediğim, beni rahatsız eden bir şey var. Herkes herkesin işine karışıyor. Herkes herkesin düşüncesine, saçına, makyajına, kararlarına, umutlarına, gülümsemelerine, ruhundaki o rengarenk düşlerine karışıyor. Kendi kendimize "Yahu, ben bunu böyle çok sevdim, böyle yapayım." deme yetimizi körelttik. Varsa yoksa "Etraf ne der?" derdindeyiz. Halbuki etraf senin hakkında en fazla birkaç gün konuşur, sonra susar.

 İlla ki susar.

Peki ya sen?

Başkalarının sözlerine aldanıp aldığın o kararlar 

Mutlu edecek mi seni?

Gece kafanı yastığa koyduğunda için rahat uyuyabilecek misin? 

Her sabah yine güzel bir güne başlamanın heyecanıyla uyanabilecek misin?

           Asıl...

    Parça parça, adım adım kopardıkları senden zamanla geriye ne kalacak? 

ADETA BİR DUYGU HARMONİSİ: Kış Masalı Serisi~Esra Barın

"Ben, vaktinden önce büyüdüm. Çocukluk elbisemi, kara bir haberle astım dolaba ve kapılarını sıkıca kapadım. Sıcacık ailem o kazayla dağıldığında, öğrendim büyümeyi acıya acıya. Üzerime çokça büyük geldi yeni elbisem ama giydim istemesem de. Büyümek zorunda kaldım.... Küstü bana içimdeki çocuk, sustu o zamandan sonra. Ama şimdi, bunca zaman sonra onun gülümsemesini hissediyorum. Yavaş yavaş kendine gelişini, yeniden mutlu oluşunu ve koşuşturmasını hissediyorum içimde bir yerlerde…"

Bu kitapta inanılmaz şeylere şahit olmayacaksınız. Büyüleneceğiniz tek şey sevginin gücü olacak. Okuduğunuzda, kendinizi içinde bulacaksınız bu dünyanın. Bir parçası olacaksınız. Kapınız çaldığında, onlardan birinin geldiğini zannederken bulacaksınız kendinizi. Bir kahve arası verdiğinizde, onların sohbetleri eşlik etsin isteyeceksiniz. Daha çok anlayacak, daha çok güveneceksiniz. Birine sırtını dönmek yerine, onun elini tuttuğunuzda nelerin değiştiğine şahit olacaksınız. Aradığınız mucizeyse, size mucizenin en güzelini sunuyorum. Bir dokunuşla yaşanan mucizeler ve değişen renkler…

Kalbiniz ısınacak, seveceksiniz hepsini, inanın. Hadi gelin, tanışalım.

(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 570

Baskı Yılı: 2016

Dili: Türkçe

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Bugün size önce Wattpad'de okuduğum, okudukça kendimi durduramadığım, Wattpad'de sevilmesine rağmen çıktığında hakettiği ilgiyi göremeyen bir kitaptan bahsedeceğim: Kış Masalı. Ya da yeni kitabıyla da birlikte Kış Masalı serisi. 

Yazarı da kitabı gibi değerli ve sevgi dolu olan kitabımız Sinemis isimli bir kızın henüz gençliğe ilk adımlarını atarken ailesini kaybetmesini ve ablasıyla birlite İstanbul'a taşınmasını, orada başından geçenleri anlatıyor. Çok etkileyici, duygusal ve okudukça kendisini daha da çok sevdiren bir hikaye Sinemis'in. Sinemis güzel, edalı, hüzünlü bir Çerkes kızı. Ve benim de şu ana kadar en sevdiğim kitap karakterlerinden biri. Hatta o kadar yakın hissediyorum ki onu, kitap karakteri demeye utanacağım. Sanki gerçek gibi. 

İnsan niçin kitap okur? Benim buna cevabım hayatında eksik kalan bir şeyin yerini doldurma ihtiyacı oluyor. İşte Kış Masalı da buna yardımcı oluyor. Yeri geliyor ağlatıyor, hem de hıçkıra hıçkıra, yeri geliyor güldürüyor, yüzünüzde şapşal, sevimli bir tebessüm oluşuyor. 

Benim de yazarım Esra Barın kadar üzüldüğüm şey kitabın hem yayınevi hem de okuyucu tarafından değer görmemesi. Kim bilir? Belki siz bunu okuyacaksınız, sonra kitabı da merak edip okuyacaksınız ve BUM! Bir bakmışsınız siz de bu güzel kitabın sayfalarında kaybolup gitmişsizniz. Eh, o zaman ne diyeyim? İyi okumalar hepinize, ya da iyi kaybolmalar satırların büyülü kokusunda, kelimelerin zarif ışığında... 

Hayata Kahve Molası

Sınavlar, okul, kurslar, tüm bu koşuşturmacalar...

Aslında ara sıra of, puf, yeter diye sıkılsam da severek içinde yaşadığım bu hızlı hayat. 

Geriye baktığımda genel olarak gördüğüm şey: ders, biraz daha ders, çok çok daha ders...

Ama aslında aralarda çok güzel anılar gizli. Sadece bazen bakmasını bilmiyor insan. Öyle bunalıyor ki bazen ruhum, gördüğüm tek şey tekdüze yaşamaya bile değmeyecek basit bir hayat oluyor. Bu bunaltıcı ruh hali günler, saatler ya da sadece birkaç dakika sürebiliyor. Sonra bir silkeleniyorum. 

"Ne yapıyorum ben? Ne kadar saçma düşünüyorum böyle!" demeye başlıyorum. Tabii içimden. 

Çünkü aklıma birer birer hayatımda olduğu için her gün varlığına binlerce kez şükretmem gereken muhteşem şeyler geliyor.

İzlemeden Duramadığım Dizi: SUITS

        Size son zamanlarda izlediğim tek ve mükemmel dizimi önermeye geldim! Çünkü gerçekten acayip güzel bir dizi ve özellikle hukuk ve avukatlara ilgi duyan herkesin bayılacağı türden. Ben şu an 4. sezon 5. bölümdeyim. Her sezon 16 bölümden oluşuyor ve şu ana kadar 5 sezon oldu dizide. 6. sezonu 13 Temmuz 2016'da başlayacak. O zamana kadar bitiririm zaten diziyi.

Hazır yaz tatiline girmişken kesinlikle başlayın bu diziye...

Neyse hadi biraz size de tanıtayım diziyi>>

Kitap Tanıtımı: İki Entrika bir Düğün-İsmail / Nehir Erdem

                                 İKİ ENTRİKA BİR DÜĞÜN-İSMAİL
                                                               Nehir Erdem
                             
                                       Yayınevi: Müptela Yayınları
                                                         Yayın Tarihi: 12.02.2016
                                                         Sayfa Sayısı: 448
                                                         Piyasa Fiyatı: 28 TL
                                                         Goodreads: 4.58

Instagram'da En Sevdiğim Bookstagramlar>>Part1

Instagram: Benim bir buçuk yıldır kitaplarımı, okuduklarımı, yorumlarımı ve daha birçok şeyi paylaşarak bir dolu arkadaş edindiğim sosyal medya.

Instagram hesabım: @kitapvampirii

E uzunca bir süre burada zaman geçirince haliyle iyi ya da kötü bir sürü insan tanıyorsun. Kimisini seviyorsun daha sadece adını bildiğin halde, kimisinden hiç hoşlanmıyorsun, yine daha sadece adını bildiğin halde.

Ben çok iyi arkadaşlıklar kurdum Instagram sayesinde. Çok tatlı insanlarla tanıştım, benden kilometrelerce uzakta olan.

Bizim belki de hiçbir ortak noktamız yoktu. Sokakta yanımdan geçse farkında olmayacağım, onların da fark etmeyeceği insanlardık biz.

Ama tek bir ortak noktamız var. Sadece bir tane belki de. Kitaplara olan sevgimiz. Okumaya olan tutkumuz.

Ve işte kitapların bana kattığı bir güzel şey daha: yeni arkadaşlıklar...

Senden Mene Yar Olmaz...

Son zamanlarda türkülere bir merak saldım ki, sormayın. Canım sıkkın olduğunda, yorgun olduğumda, üzgün olduğumda, sabah alarmımda, uyumadan önce hep bir türküdür gidiyor. Şu ana kadar kaç kere demişimdir hatırlamıyorum, benim en sevdiğim türkü Grup Abdal'dan ''Kirpiğin Kaşına Değdiği Zaman'' diye.
Ama geçenlerde tesadüf eseri bir türküye rastladım ki hem dilimin ucuna hem aklıma takılıp kaldı. Dinleye dinleye ezberledim. Ne zaman sıkılsam, ne zaman bunalsam başlıyorum söylemeye.
Merak etmeyin sesim o kadar da kötü değil. Ben seviyorum sesimi. Şu ana kadar birçok kişi de sesimi beğenmişti. Neyse, zaten konumuz bu değil.
Bu yeni keşfettiğim türkü bir Azeri türküsü:Senden Bana Yar Olmaz

Nil Gibi Düşün

Son zamanlarda kafamda dolanıp duran ve hatta yaşamıma uygulamaya çalıştığım bir olgu var. ''Nil gibi düşünmek!'' Buradaki Nil, hepinizin tanıdığı ''özgür kız'' Nil Karaibrahimgil'den başkası değil elbette!
Tesadüf eseri bir gün kitapçıda gezerken Nil'in son zamanlarda çıkan bir kitabına rastladım:KELEBEĞİN HAYAT SIRLARI.
 Hemen açtım, şöyle bir göz gezdireyim, doğrusu büyük bir beklentiyle açmamıştım. Ve hatta sayfaların arasında parmaklarımı gezdirip tekrar aldığım rafa geri bırakacaktım. Ama tesadüf bu ya, dikkatimi çeken bir balık gördüm orada: KENDİ KENDİNİN KAHRAMANI OLMANIN FAYDALARI.
Eh, ne yapayım canım ben de her konuda meraksız, edebiyatta tutkulu diyebileceğim kadar meraklıyımdır.
Açtım hemen, ayaküstü okumaya başladım. Arka planda da Teoman'ın hoş bir şarkısı çalıyor. Zaten kitapçılarda müzik, bence olmazsa olmaz. Ne zaman kitaplara bakmaya gitsem illa ki güzel bir şarkı çalıyor orada. Neyse, konumuz bu değil.
Nerede kalmıştık?
Kendi kendinin kahramanı olmanın faydaları.

DELİ DİVANE ve YAĞMUR YAĞARKEN Müzik Listeleri

Herkese Merhabaaaaaaaa...... WOW!! En sevdiğim post ile geldim. Çünkü kitap okurken müzik dinlemeye BAYILIYORUM... Her an müzik dinlemeye bayılıyorum. Mutluyken, üzgünken ve en çok da kızgınken. Müzik insanın aynı anda birkaç işe konsantre olmasını ve duygularını daha kolay ifade edebilmesini sağlıyor. Ama benim en sevdiğim özelliği okurken cümlelerdeki o duyguyu daha rahat hissetmemi sağlaması. 

Kış İçin Müzik Listesi

Kışın en güzel yanı huzurdur benim için. Kış gecelerini de ayrı bir severim. Aynı bugün olduğu gibi. Kokulu mumlarımı yakar, masamın üzerine iki tanesini koyarım. Kahvemi hazırlar, delicesine bir aşkla gittiğim her yerden aldığım o güzel kupalarımdan birine koyarım. Kahveyi de sert içmeyi severim. Çünkü kış aylarında kahvenin o buram buram kokusu odamdayken kendimi müthiş bir huzur baloncuğundaymışım gibi hissetmemi sağlar. Sonra az sonra da paylaşacak olduğum müzik listesini açar, bir şeyler yazarım. Çünkü boş sayfalara akıttığım her mürekkep, her duygu beni daha da mutlu eder. Bu sefer de buraya yazayım dedim. Müzik listesini paylaşmadan önce birkaç şey daha söylemek istiyorum. Umut etmekten hiçbir zaman VAZGEÇMEYİN. PES ETMEYİN. Her ne olursa olsun bir şeyi gerçekten istiyorsanız, uğrunda kendinizi bile feda edebilecek kadar savaşın. Akşam kafanızı yastığınıza koyduğunuzda o gün neler yaptığınızı bir düşünün. Kimi kırdınız, nerede hata yaptınız, kimi neden seviyorsunuz... İnsanların kötülüklerini listelemeyin, bu sizi daha da üzecektir. İyi şeyleri listeleyin, bir kenara yazın. Umutlarınızı, mutluluklarınızı, sevinçlerinizi yazın. Bu kış gecesi, oturun kahvenizi yudumlayın ve yazın. Yazmak, düşünceleri, duyguları kağıtlara dökmek dünyanın en güzel hissi. Bunu bir de siz tadın. 



''Korkun seni mahkum eder. Umudun seni özgür bırakır.''